Tuesday, July 6, 2010

yine yaz yine temmuz yine geldi jazz...

"Caz yapmak" diye bir deyim vardı, hala kullanılıyor mu bilemiyorum ama benim öyle mızır mızır caz yapasım var!

Efendim yok Garanti yeşili imiş, yok Eczacıbaşı sittin senedir destek oluyormuş, yok Nardis şunu bunu getirmiş pek bi nezihmiş.. yaz geldi, İstanbul'da festivaller, şenlikler, konserler aldı başını gidiyor, benim izleyebildiğim bi tek Beyoğlu sokak müzisyenleri, o da param yok yürüyorum ya ondan...

Evet mızır mızır caz yapasım var, dünyanın en zengin %2'si, toplam varlık ve zenginliğin %50'sinden az fazlasına sahipmiş, en alt %50 ise toplamın sadece %1'ini paylaşıyormuş. Her gün kullanmakta olduğum ilaç için ben ayda sadece 8 lira verecek kadar şanslıyım, oysa kutusuna 13.504 TL bayılarak hayatta kalma savaşı veren veya veremeyeceği için çoktan cennetlik olmuş Gaucher hastaları var. Evet, üşenmedim araştırdım sizin için, gidişat o ki güvenilir ve daha çok okunur bir blogger olmak istiyorum, o yüzden uğraşıyorum işte... Neyse sadede dönelim, bu ekonomi denen canavar hiç de tek dişi kalmış filan değilken, dünyanın bir yerlerinde her dakika kul denen bir başka kulu öldürüp eziyet etmekteyken, BP bütün dünyayı çatır çatır sikmekte ve kimse "gık" dememekteyken, hayvanlar patır patır yok olurken (bir iki değil bütün tür olarak "yok" olmaktan bahsediyorum) benim ne caz festivaline, ne metallica'ya, ne de müzik yapılırken konuşmanın yasak olduğu bir bara para verip gidesim var.

Evet mızır mızır caz yapmak istiyorum! Oturduğum yerden herşeyi ve herkesi acımasızca eleştirmek, iş yapmamak, rapor yazmamak, klima çalıştırmamak, çalıştıranı haşlamak, birlikte çalışma yaşamımın bir kısmını paylaşmak zorunda olduğum sersem sepelek yarım akıllıları ipe dizip kurutup tarhana yapmak, en zenginleri en yoksullara liğmeletmek, söylenmek, hırlamak, hatta ciyak ciyak "kendine gel ey dünyalı!" diye bağırmak istiyorum. Ne İsrail, ne Filistin, ne Budist ne müslüman, ne anne baba ne düğün dernek... ben oturduğum yerden homurdanmak istiyorum bugün... Daha da beteri millet mızırdanınca ona da hırlamak istiyorum, "oturduğun yerden caz yapıyosun sıkıysa kalk da bi halt üret" diyerekten... halim bu kadar vahim.

Sanırım bu nedenledir ki yine de sabah kalkıp işe geldim ve üretme çabasıyla bari şu homurdanmalarımı yazıp paylaşayım dedim. Dünyayı sikiyoruz toptan, işin kötü yanı çok kalabalığız suç atıcak çok adam var, her birimiz için rasyonalize edip kendimizi olaydan sıyırmak iş değil... Uyan ey dünyalı evin elinden gidiyo, şakaya gelmez doğa meselesi, tutanın elinde kalıyo!