Monday, May 10, 2010

hani benim arkadaşlarım?

Bazı arkadaşlarm var, bazı arkadaşlıklarım, çok özlüyorum onları, mesela üniversitede tanıştığım bi kaç tane süper kadın var. Yaşım biraz büyüktü onlardan, evliydim bi de başladığım zaman, sonra boşanırken filan da çok yanımda oldu kızlar, özellikle Yami ve Pıtırcık... evet kabul biraz anne gibiydim, ders çalışıyolar mı diye sıkıştırıyordum, arada bi nasihate boğuyodum büyük ihtimal ama sevgilileriyle buluşmak için beni bahane etmelerine, evde sıkılınca bende kalmalarına ya da kalıcam diye evden çıkıp kalmamalarına da gayet olumlu bakıyordum. Onları hep çok sevdim, ama bi şekil üniversite bitince söndü gitti dostluk.. aradım bi iki, bi göriyim dedim, hiç kabalık etmediler ama düğünlerine çağırmadılar da, ben yine de tebrik ettim feykbuktan filan... görüşelim dedik dedik de bir türlü olmadı.. ne biliyim bazen böyle oluyor hayat, kimsenin derdi veya hatası olduğundan değil ama insan bazen diyiveriyor işte "keşke" diye... sevgilim "keşke" dedin mi aynı cümleyi "iyi ki" diye söyleyiverir... ben de o yüzden keşke dememeye çalışıyorum. O yüzden başta kendime sonra da çoğu kız olan aşırı duyarlı o pırlanta güruha diyorum ki haddinden fazlasını vermeyelim, karşılıklı olmadığı sürece aman ince eleyip sık dokuyup öyle verelim, sonra insan çok üzülüyor bunca çaba, iyiniyet, felakete giden yolda taş mı olacaktı diye...... felakete giden yolun taşı olmaktansa anılar duvarının bir parçası olmak daha iyi değil midir? bu durumda bu özlediğim süper kadınların hayatında herhangi bir felakete yol açmış olma ihtimalimden vazgeçerim hemen, umarım anı duvarlarındaki halim fotojenik görünüyodur demekten başka şey gelmez elimden....

No comments:

Post a Comment